Luang Prabang‘dan Nong Khiaw‘a gidecek olan minibüs için otobüs biletimi satın alıyorum (8 dolar). Yol kısa gibi gözüksede çukurlar ve virajlar sayesinde saatler geçmiyormuş gibi geliyor. Yolda ilerlemekten ziyade neredeyse 5 saat boyuna hoplaya zıplaya yolcuk ediyorum. Şehirden çıktıktan bir süre sonra yol boyunca orman yine yeniden beni kucaklıyor. Bu hep böyle; ülkeyi kocaman bir ormanın arasına saklamışlar gibi. Arada karşıma yol kenarlarına bambudan yapılmış köy evleri çıkıyor sonra tekrar sonsuz yeşillik.

Nong Khiaw‘ın küçük otobüs terminali Pak Mon’a ulaştığımda havanın sıcaklığı ve çantamın ağırlığı beni aşağıya çekiyor. Etraftaki tuk tuk şoförleriyle şehir merkezine gitmek için pazarlık yapmaya başlıyorum ama ilginç bir şekilde bu sefer başarılı olamıyorum. Arabayla gittiğinizde şehir merkezi en fazla 10 dakika sürüyor, buna rağmen fazla para istiyorlar. Sinirleniyorum ve yürümeye karar veriyorum. İyi bir fikir olmadığını 5 dakika sonra terden sırılsıklam olduğumda anlıyorum. Bir şekilde hostelime ulaşıp soğuk duşun altında serinledikten sonra küçük, şirin kasabayı keşfetmeye başlıyorum.

Nong Khiaw Nam Ou River

Nong Khiaw’ın iki yakasını birbirine bağlayan köprüye ilerledikçe manzaranın büyüsüne kapılmaya başlamıştım bile. Yüksek dağlar arasında uzanan Nam Ou Nehrini uzun süre izliyorum. Manzaranın güzelliğine bakmaktan ne kadar süre orada öylece durdum bilmiyorum.

Nong Khiaw - Children

Doğa ana büyüleyici. Daha sonra yürüyerek etrafı gezmeye başlıyorum. Birden arkamdan çocuk kıkırdaşmaları duyuyorum. Sabaidi (merhaba)! Nong Khiaw’da yürürken arkamdan böyle çocuk bağırışları geliyor. Dönüp arkama bakıyorum kimse yok. İki adım daha atıyorum yine ”sabaidiii”, kıkırdaşmalar 🙂 Öyle bir saklanmışlar ki bulamıyorum, en sonunda ağacın arkasında bir tanesinin küçük ayaklarını fark ediyorum. Birini bulunca hepsi ortaya çıkıyor, bağırış çağırış kovalamaca… Anlaşması ne kolay değil mi? Sen bir kere gülümsüyorsun onlar kalplerini sana açıveriyor.

Bir süre daha köy evlerinin arasından yürüdükten sonra ”Pehadeng Peak” manzara tepesi tabelalarını görüyorum. Tırmanışın ne kadar süreceğini, hangi derecede zorlu olduğunu bilmiyorum. Ayağımda parmak arası terliklerim var. Tek bildiğim şey yukarı tırmanmak istediğim. Kendi kendimi sorgulamaktan vazgeçip okları takip etmeye başlıyorum ve kendimi kocaman bir ormanın içerisinde buluveriyorum. Dik yerlerde kayalara tutuna tutuna tırmanaya devam ediyorum, yağmur sezonu olduğu için orman çamur kaplı. Bir süre sonra kocaman su ve çamur dolu çukurun içine batıveriyorum, terliklerim kopuyor. Yolun devamını çıplak ayakla yürümek zorunda kalıyorum bu durum canımı sıkmaktansa hoşuma bile gidiyor, toprak serin 🙂 Dağın tepesine 2 saat sonunda ulaştığımda manzaranın güzelliğinden nefesim kesiliyor. Aşağıdaki her bir ağacı, nehri, dağları kucaklıyormuşum gibi hissediyorum. Dünya çok güzel. Geriye dönüş yolunda yukarıya tırmanan birkaç çılgınla daha karşılaşıyorum. Bana nasıl olduğunu soruyorlar daha cümlemi kurmadan tamam bir şey söyleme yüzünden anladık deyip hızlı hızlı yukarı tırmanmaya devam ediyorlar.

Pehadeng Peak Viewpoint

Pehadeng Peak Viewpoint

Ertesi gün eşyalarımı toplayıp Laos’un en kuzeyi Luang Namtha’ya gitmek için yola koyuluyorum.

Yemek

Yemek açısından çok fazla alternatif beklemeyin, burası çok küçük bir kasaba dolayısıyla restoranlarda ucuz değil.

Chennai Restaurant: Köprünün hemen güney tarafında bulunuyor. Laos için hazırlanan rehber kitabında kesinlikle gidilmesi gereken bir yer diye övmüşler ama eğer rehber kitapta övülmüşse %100 oradan uzak durmalısınız demektir. Fiyatla genele göre pahalı. Hint yemeği sevenler tercih edebilir.

Delilah’s Place: Nehrin batı yakasında, postane ve köprüye yakın. Kahvesi güzel, zaten burada nerede kahve içerseniz için beğeneceksinizdir. Burası tam anlamıyla bir kahve cenneti. Nong Khiaw’daki tüm restoranlar gibi fiyatları yüksek.

Luang Namtha

Luang Namtha

Laos köylerinin arasından kıvrıla kıvrıla Luang Namtha’ya doğru ilerliyorum. Burası Çin sınırına 50 km uzaklıkta bir bölge ve kuzey bölgesinin göz bebeği Nam Ha NPA ulusal parkına sahip. Nam Ha NPA bitki, böcek ve hayvan çeşitliliğiyle dünyanın en önemli 200 eko-bölgesinden biri. Şehrin etrafında gezip yerlilerileriyle tanışıp evlerinde konaklayabileceğiniz 20’ye yakın farklı etnik kökene sahip köy var.

Luang Namtha’nın otobüs durağına geldikten sonra şehir merkezinin çok uzak olduğunu fark ediyorum ve anayola çıkıp otostop çekmeye başlıyorum. Bir süre sonra motorsikletiyle biri yaklaşıyor ve beden diliyle ”Arkaya atla” işareti yapıyor 🙂 Şehir merkezi sadece uzun bir caddeden oluşuyor. Oteller, hosteller, sabah ve gece pazarı, alışveriş yapabileceğiniz marketler hep bu bölgede. Konaklama beklediğimden pahalı ama kış sezonunda olduğumuz için rahatlıkla pazarlık yapabiliyorum.

Otelime yerleşene kadar akşam olmuş oluyor, bir süre şehrin küçük akşam pazarında dolanıyorum, marketlerin bulunduğu bölgede yürüyüş yapıyorum. Benden başka yabancı olarak 4-5 kişi daha görüyorum. Sanki hiçbirşeyin olmadığı hiçbir yerdeyim. Yapacak bir şey yok kös kös odama dönüyorum.

Ertesi sabah motor kiralayarak köyleri gezmeye karar veriyorum. Şehrin etrafında yuvarlak yaparak bir gün boyunca tüm köyleri gezebilirsiniz. Öncelikle Thong Chai köyünden geçerek Nam Dee şelalesine ulaşıyorum. Şelale beklediğimden cılız çıkıyor, daha önce gördüğüm şelalelerden sonra maalesef beni pek etkileyemiyor.

Nam Dee Waterfall

Şelaleden sonra şehrin dışına Phieng Ngam köyüne doğru sürüyorum. Dün geceki düşüncelerim tamamen silinmiş durumda; daha önce hayatımda bu kadar geniş alana yayılmış pirinç tarlaları görmemiştim. Laos doğasıyla yine yeniden beni büyülemeyi başarıyor.

Köye ulaştıktan sonra köpekler motosikletin etrafını sarıyor, oldukça ürkütücü çünkü köylüler kovalamasına rağmen peşimi bırakmamakta ısrarlılar. Köy evlerinin bahçesinde oturan insanlar gülümsüyor, çocuklar meraklı meraklı yüzüme bakıyor. Daha sonra bahçede sepet yapan bir amcanın yanına oturuyorum büyük bir ustalıkla yaptığı sepetlerini inceliyorum.

Laos - Nam Ngaen Village

Onun yanından ayrıldıktan sonra çoluklu çocuklu soğan doğrayan bir ailenin yanına oturuyorum. Hem beden dillerini kullanarak hem de kendi dillerinde bir şeyler söylüyor ben de aynı şekilde Türkçe cevap veriyorum. Ne dediğimizi zerre anlamıyoruz ama yine de kahkahalar eşliğinde geçiyor sohbet. Laos’un kuzeyinde tanıştığım insanlar bu ülkede gördüğüm en kibar ve güler yüzlü topluluk.

Laos - Nam Ngaen Village

Güneşi batırmak için motorumu pirinç tarlalarına doğru sürüyorum. Güneş yeşille bir oluyor, havanın rengi pembeye çalıyor. Buradaki iklim diğer şehirlere göre daha serin. Serin havayı özlemişim.

Rice Fields  - Luang Namtha

Luang Namtha’da başka neler yapabilirsiniz?

  • Nam Ha NPA ulusal parkında trekking
  • Motor kialayıp Çin sınırına yakın Muang Sing’e gidebilir ve etrafındaki köyleri gezebilirsiniz. (Muang Sing şehrinde görülecek pek bir yer yok onun yerine köyleri ziyaret edip buralarda konaklayabilirsiniz.
  • Şehir merkezindeki Bamboo Lounge‘a gidip civardaki köylerdeki çocukların eğitimine katkıda bulunabilirsiniz. Bamboo Lounge’da sadece civardaki köylerde yaşayan insanlar çalışıyor ve buradan bir şey sipariş ettiğinizde çocukların okul masrafında tuzunuz oluyor. Ayrıca yemekleri şahane 😉

3 Comments

Write A Comment

error: İçerik Korunuyor !!!