Bagan’da iki gün kalıyorum. Turistlerin “başlıca” görmesi gereken pagodalar var ama daha fazlası da var… Bir çalının arkasına saklanmış, doğal afetlerden ve savaşlardan hala ayakta kalmaya çalışan şaheserler. Bu yüzden iki gün boyunca bisikleti bir oraya sürüyorum bir buraya, öğlene doğru sıcak basıyor ama ne sıcak… Soluklanmak için bir tentenin altına sığınıyorum. Bir süre sonra etrafımı çocuklar sarıyor. Hepsinin derdi aynı; “Kendi ülkene veya gezdiğin yerlere ait yanında para var mı?” İşi ticarete dökmüş sıpalar, benden alıp başka birinden Myanmar Kyatına çevirtiyorlar 🙂 Para yok ama oyun oynarım diye cevap veriyorum. Bir süre taş, kağıt, makas oynuyoruz. Bakıyorum çocukların sayısı giderek artıyor bisikleti alıp yan yan uzaklaşıyorum 😅
Ertesi gün Bagan’dan İngiliz koloni dönemi öncesinin eski başkenti Mandalay’a doğru yola çıkıyorum. En fazla 4 saatlik yolum var. Yol beni yine güzel insanlarla karşılaştırıyor. Yanına oturduğum kadın bana uzun uzun bakıyor.
“Ne zamandır Myanmar’dasın?”
“Türkiye’den geldiğimi nasıl anladın?”
“His :)”
Gerçekten, size de böyle oluyor mu bilmiyorum, genelde bizim coğrafyadan birini gördüğüm an anlıyorum ama nasıl derseniz nedenini açıklamayamam. Uzun uzun muhabbet ediyoruz. Onun hikayesi bitmesin istiyorum bu yüzden yerleşeceği hostele doğru peşinden gidiyorum. Akşam yemeğinde hikayesini anlatmaya devam ediyor. 50’li yaşlarında sırt çantasını alıp yola çıkmış, çünkü hep bunu yapmak istiyormuş ve hayatını değiştirebilme cesaretini hayatının her noktasında gösterebilmiş. Tıp fakültesinden mezun olup genç yaşında Londra’ya yerleşmesi, psikoloji alanında ilerlemek istediğini fark edip yeni bir ülkede her şeye sil baştan başlaması, 40’lı yaşlarında bambaşka bir alana yönelebilmesi ve daha bir sürü hikaye… Belki bir ara onu daha detaylı anlatırım. Kısa bir öykü olamayacak kadar ilham verici. Bir akşam yine sohbet ederken; “Gözlerinin içi parlıyor, istediğin hiçbir şeyden vazgeçme!” “diyor. Bana cesaret vermek için mi yoksa gerçekten bir şeyler gördüğü için mi söylüyor bilmiyorum ama sözleri hep aklımın bir köşesinde asılı kalıyor. Şehre geldiğimden beri yağmur durmamacasına yağıyor. Bu sayede hostelde Fransız bir kızla ve başka bir hosteldeki diğer arkadaşıyla tanışıyorum. Yağmurun hafiflediği bir gün 1200 Budist rahibin yaşadığı ve eğitim gördüğü manastır ve eski şehir bölgesini geziyoruz. Üçümüzünde ortak bir hayali var “Goteik Viaduct” köprüsünden geçmek ve Hsipaw’da üç gün orman yürüyüşü yapmak… E o zaman neden beraber yapmıyoruz? 🙂 Böylece, tren istasyonuna beraber bilet almaya gidiyoruz.
Tren istasyonuna gidiyoruz gitmesine ama asıl olaylar bundan sonra başlayacakmış haberimizi yok. Mandalay’dan Hsipaw’a trenle gitmek istiyorum çünkü bu güzergahdaki yolu görmek hayallerimden biri. İnternetten fotoğraflarına bakıp kesinlikle gitmeliyim demiştim. Ancak tam üç gün boyunca tren bileti almaya çalışıp alamıyoruz. Tren garına gittiğimizde Pazartesi gidecekseniz yarın bilet almalısınız diyorlar, ısrar kıyamet ismimizi listeye yazdırıyoryz. Ertesi sabah erkenden tekrar tren istasyonuna gidiyoruz. Bu sefer, yarın tren sabah 4’te o yüzden siz sabah 3 gibi burada olun diyorlar. AMA NEDEN? Neden bileti alamıyoruz, hiçbir yanıt alamıyoruz. Trenin kalkacağı gün erkenden tren garına gidiyoruz ve bugün tren yok yarın gelin diyorlar! Sinirlenmek istiyorsun ama sinirlenemiyorsun çünkü adam sakin sakin betel nut çiğneyerek tren yok diyor. Bu sefer her kelimeyi vurgulayarak soru sormaya başlıyorum ama ağzımdan çıkan her söz İngilizce bilmeyen birine bağırarak bir şeyler anlatmaktan başka bir şeye benzemiyor. En sonunda adam benden beziyor ve anlaşabileceğim birini çağırıyor. Su baskınından dolayı trenin geç kaldığını ve 9’da geleceğini öğreniyoruz.
Biz de 4’ten 9’a kadar tren garında uyuklamaya karar veriyoruz ancak bir süre sonra trenin 11’de geleceğini öğrendikten sonra pes edip otobüse yöneliyoruz. Buralara gelirseniz trenle ulaşım biraz sıkıntılı, haberiniz olsun! Otobüs yolculukları çok daha rahat geçiyor.
*Son fotoğrafta otobüse yetişmeye çalışıyoruz. Şimdi fotoğrafa bakıyorum da onca şeye rağmen mutluyuz. Yolda olmanın getirdiği mutluluk 🙂
Myanmar rehberini buradan okuyabilirsiniz >>> https://dunyaninduraklari.com/?s=myanmar