Cameron Highlands‘dan sonra turistlerin pek tercih etmediği ama midesinin sesini dinleyenlerin reddedemeyeceği şehre doğru yola koyuluyorum. Ipoh, Cameron Highlands’a 2 saat uzaklıkta bir gastronomi cenneti. Birkaç Güneydoğu Asya ülkesinden sonra Malezya yemek açısında oldukça pahalı gelmişti ama Ipoh’a geldikten sonra işin rengi değişti. Severek takip ettiğim ve her gittikleri mekanı arkalarından takip ettiğim löplöpçüler ekibi beni bu sefer de yanıltmadı. Sayelerinde hem ucuz hem de lezzetli yemekler yiyebildim. Ayrıca yemek dışında burası küçük bir şehir olduğu için kalabalık tur otobüslerinden kaçıp, kafa dinleyebileceğinizde bir yer. Buyrunuz efendim, gastronomik haz diye bir gerçek varsa onu Ipoh’ta keşfedebilirsiniz.
Restaurant Thean Chun
Sabahları çorba içmeye bayılıyorum. Güneydoğu Asya’nın noodle çorbaları da tam benim için yaratılmış. Ama Restoran Thean Chun‘un tavuk ve jumbo karidesli noodle çorbasını içtikten sonra gözüm artık her yerde bu çorbayı arıyor. Çorbanın ismi; “Kai si hor fun”.
Çorbanın kilit noktası gerçek kemik suyundan yapmaları ve susam yağı karides suyu gibi çeşitli soslar ekliyorlar. Zaten tadına baktığınız an farkı hemen anlıyorsunuz. Mekanın sahibi yaşlı dede ve oğlu. Sabah açtıkları dükkanda öğlene kadar durmaksızın çalışıyorlar. Mecaz anlamda değil gerçekten durmuyorlar. Zaten öğleden sonra 3-4 gibi de çorbayı bitirip dükkanı kapatmış oluyorlar.
Tabi burada satılanlar sadece bununla sınırlı değil bizim krem karamel tatlısının bir şubesini de burada bulunca seviniyorum. Buradaki ismi ise Caramel Custards.
Mekanın hemen yan sokağında Satay yapan bir amca var. Satay ne ola ki derseniz; Malezyanın çöp şişi diyebilirim. Yanında yer fıstığı sosu ile servis ediliyor ve marine edilmiş tavuk ya da et ile yapılıyor. Eğer denemek isterseniz de Restoran Thean Chun’dayken siparişinizi veriyorsunuz ve hemen masanıza getiriyorlar.
Sin Eng Heong
Ipoh’a ilk ayak bastığım akşam sokakta poğaça tarzı pofuduk tatlılar satan bir amca görmüştüm. Tahmin ettiğim gibi poğaça hamuruna benzer bir yapısı vardı. İki çeşit ürün satıyordu biri Kaya marmelatlı (hindistan cevizi sütü ve yumurtadan yapılan bir çeşit reçel) poğaça diğeri ise hindistan cevizliydi. İkisini de ayrı ayrı sevmiştim ama içimden keşke boyoz hamuruna benzer bir hamurun içinde olsaydı dedim. Ertesi gün evren sesimi duydu 🙂 İstediğim tarzda poğaça yapan yer buldum. Sin Eng Heong sabah kahvaltısında uğranılabilecek lezzetli mekanlardan biri. Sadece poğaça değil aynı zamanda kurabiyeleri de meşhur.
Hong Kee
Ve burada keşfettiğim bir diğer tatlı ise Egg Tart oldu. Bol yumurtalı bir krema yapıp bunu tart şeklinde milföy hamurunun içine koyuyorlar. Sade, maçalı veya çeşitli meyve aromalı olanlarını da bulabilirsiniz. Egg Tart’ı genel olarak her dükkanda bulacaksınızdır ama bence lezzetli bir şeyler yemek istiyorsanız bu tatlıyı Hong Kee’de denemelisiniz. Ayrıca ne kadar erken gelirseniz o kadar taze olanlarını yakalayabilirsiniz.
Nam Heon
Ipoh’un meşhur beyaz kahvesini denemeden şehirden ayrılmak olur mu hiç? Olmaz. O zaman uğramanız gereken yer Nam Heong. Yanına da egg tart çok yakışıyor.