Yangon’daki hostelime yağmurdan sırılsıklam ama mutlu bir şekilde geri dönüyorum. Hostel’da bir şeyler atıştırdıktan sonra uyku bastırıyor. Erken yatmaya karar veriyorum, ertesi gün için Bagan’a akşam otobüsünde yerimi ayırttım. Bilet fiyatı 20.000 kyat tutuyor (14 dolar) Burada şehirlerarası ulaşım biraz pahalı. Nasıl bir yolculuk olacağı hakkında bir fikrim yok, açıkçası biraz heyecanlıyım.
https://www.flickr.com/photos/bengibaytekin/36126815170/sizes/c/
Ertesi gün erkenden uyanıyorum. Şehir yeni yeni uyanırken etrafı izlemek ve fotoğraf çekmek için Yangon sokaklarında gezmeye başlıyorum. Tezgahlar yeni yeni kurulmaya başlıyor, monklar sabah kahvaltılarını yapabilmek için etraftan yiyecek toplamaya başlamışlar bile. Bu gelenek benim için oldukça yeni; monklar günde iki öğün yemek yiyor biri sabah 6’da diğeri ise öğlen 12’den önce (genelde saat 10’da öğleye yemeği yediklerini öğrendim). Köpekler peşi sıra etrafımda dolanıyor, Yangon’u bu saatlerde izlemek çok keyifli. Bir şeyler yedikten sonra arkadaşımla tekrar buluşup sokakları beraber gezmeye devam ediyoruz. Bu sefer yağmura hazırlıklıyız!
Otobüse kadar öyle sokaklarda başıboş gezip, insanlarla sohbet ederek dolanıyoruz. Her sokakta rengarenk manzaralara tanık oluyorsunuz. Günlük hayat devam ederken biz de bu hengamenin içinden akıp gidiyoruz. Akşam Bagan’a gidecek otoboüse biniyoruz. İçerisi büyükanne evi gibi. Pembe koltukların üzerine örtülmüş danteller, rahat rahat uyumanız için arkaya kadar yatan koltuklar, diş fırçası ve atıştırmalıklar… Gözlerime inanamıyorum 🙂