Her gün ne kadar çöp atıyoruz farkında mısınız? Hostel’de çalıştığımdan beri bireysel olarak ben de çok farkında değildim. Her gün çöpe atılan plastik, kağıt, yiyecek vs atıklarını oturup saymam imkanız ve bu sadece bir hostelden çıkıyor, gerisini siz düşünün. Neyse ki bu konuda Güney Kore hükümeti ve vatandaşları oldukça hassas. Her bir çöpü geri dönüştürmek için evlerde, iş yerlerinde, otellerde ayrı ayrı çöp kutuları ve bu çöplerin de ayrı renkte torbaları var. Oldu ki yanlış bir çöp kutusuna yöneldiniz arkanızdan biri gelip hemen sizi nazikçe uyarıyor. Geri dönüşüm meselesi olması gerektiği şekilde çocukluktan itibaren öğretiliyor. Süpermarketlerde plastik poşet alanı neredeyse çok az gördüm.
Genelde bez çantaları var ve aldıklarını bu çantaların içerisine koyuyorlar. Dolayısıyla gördüğümüz üzere dünyayı temiz tutmak için üst teknolojilere ihtiyacımız yok. Sadece az tüketme ve az atık oluşturma odaklı bir yaşam biçimini benimsememiz gerekiyor. Atıklarını azaltanların sayısı arttıkça dünya daha güzel ve adil bir yer olacak, inanın. Durum Güney Kore’de böyle iken bu dünyanın her yerinde böyle değil maalesef. Vietnam’daki güzelim Halong Bay’de gördüğüm plastik yığınını hala unutamıyorum. Kano ile gezerken plastiğe çarpmadan kürek çekmek için çaba sarf ediyorsunuz ve maalesef bu da işin gerçeği. Kendi ülkeme de iğneyi batırmadan geçemeyeceğim; Türkiye gibi bu konuda fazla yol alamamış ülkelerin güzel örneklerden alacağı hala çok ilham ve ders var. Örneğin Avusturya, Belçika, İsviçre, Hollanda ve İsveç çöplerinin en az yarısını geri dönüştürüp, büyük bir kısmı yeniden kullanılıyor. Peki, biz hem devlet hem de bireysel olarak geri dönüşüm konusunda hangi aşamadayız? Bir kere geri dönüşüm verileri ile ilgili küçük çaplı bir araştırma yapsanız bile yeterli bilgilere ulaşamıyorsunuz. Türkiye ile ilgili çevresel verileri yabancı kaynaklardan bulmam hem üzücü hem şaşırtıcı. Yani, çevre ile ilgili verilerimizin diğer bir çok alanda olduğu gibi çok yetersiz ve kayıtdışı. Ne kadar çöp ürettiğimiz ile ilgili net rakamlar ortada yok çünkü zaten bununla ilgili yapılan çalışamalar çok kısıtlı. Çevre Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de ancak 26 milyon kişinin atıkları doğru bir şekilde müdahale görüyor. Geri kadan neredeyse 50 milyonluk nüfusun atıkları ya plansız bir şekilde bir yerde biriktiriliyor, yada çevre standartlarına hiç uygun olmayan yerlerde depolanmaya devam ediyor. Açıkçası, 1993 yılındaki Ümraniye çöplüğünün patlamasından sonra ne kadar yol aldık diye düşünüyorum… Tamam şimdi her şeyi devletten beklemeyi bırakıp biraz da iğneyi kendimize batıralım.
Biz bu konuda neler yapıyoruz, neler yapabiliriz?
– Öncelikle işe alışveriş yaptığımız marketlerden plastik çöp poşeti almayarak başlayabiliriz. Bez poşet kullanmaya başlayarak ne kadar çok plastik kullanımının önüne geçtiğinize inanamayacaksınız.
– Evde geri dönüşüme başlamak da en büyük adımlardan biri. Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir. Kağıt, cam ve plastik atıklar için hazırlayacağınız üç farklı geri dönüşüm kutusunda, ilgili atıkları geçici bir süre biriktirebilir, bağlı bulunduğunuz belediye ile irtibata geçerek kutularınızın toplanmasını isteyebilirsiniz.
– Çocuk yaşken eğilir diye boşa söylememişler, eğer evde geri dönüşüm sistemi oluşturur ve çocuğunuza da bu şekilde öğretirseniz sizden daha hızlı bir şekilde olaya hakim olacağına emin olabilirsiniz.
– Yemek atıklarınızın verimli bir toprak için mükemmel olduğunun farkında mısınız? Besin açısından oldukça zengin organik gübreler yaratabilirsiniz. Yemek atıklarından yarattığınız bu organik gübreler aynı zamanda cebinize de fayalı çünkü artık marketten gübre satın almak zorunda kalmayacaksınız.
– Eski kitaplarınızı, kıyafetlerinizi, kumaş veya havlularınızı bağışlayın!
– Sivil toplum örgütlerine destek verin. Mesela, Deniz Temiz Derneği, Elektronik Atıkların Geri Dönüşümünü Destekleme Derneği (EAGD) ve Çöpüne Sahip Çık Vakfı gibi sivil toplum örgütleri verilecek örneklerden birkaçı. Bu sivil toplum örgütlerin projelerine katılabilir veya kendi projelerinizi sunabilirsiniz.