Eğlenceli geçen 5 gün sonunda İngilizce kampından 3 kişiyle birlikte ayrılıyorum. Aslında Bangkok’a geri dönecektim ama adalara yakın olduğum için önce Koh Phangan’a gitmeye karar veriyorum. Önde tecrübeli 3 gezgin arkada yeni yetme ben yataklı bir tekneye biniyoruz, adaya ulaşmamız sabahı bulacak. Hayatımda ilk defa yataklı tekneye biniyorum. Alt üst ranzalı, Asya stili klimayı en soğuk dereceye getirmişler. Şapka, eldiven taksam olurmuş diye düşünüyorum. Sonra bir şey dikkatimi çekiyor, çiftli yataklar var, burada çiftler beraber uyuyabiliyor. Sonra aklıma Kars yataklı treni geliyor; kuşetli vagonlarda gece yarısı kadınları ayrı erkekleri ayrı vagonlara almalarını düşünüyorum. Travmatik ülkemin travma dolu olaylarından hala kendimi kotarmaya çalışıyorum… Şaşırdığım şeye bak değil mi? Sabah gün doğarken dışarıya çıkıyorum, palmiye kaplı bir adaya doğru, sütliman bir denizin üzerinde süzülüyoruz. Sanki tüm hücrelerime serotonin yüklemesi yapıyorlar, içimde öyle bir sevinç var. Adaya ulaştıktan sonra üç arkadaşımın üçü de sözleşmişler gibi motosiklet kiralamaya gidiyor. İyi de ben motosiklet hayatımda…
Bangkok Güenydoğu Asya’ya İlk Adım: Bangkok Dünya saatine göre 11 bana göre ise asırlar sonra Bangkok Suvarnabhumi havalimanına 13 kiloluk çantamla ayak basıyorum. İşte Güneydoğu Asya’ya ilk adımı…