Katmandu’dan bindiğim 23 saatlik bol sarsıntılı otobüs yolculuğundan sonra Varanasi’ye ulaşıyorum. Sanırım bünyem artık 20 saati geçen otobüs ve otostop yolculuklarına alışmış durumda, tahminen bu yolculuğun 15 saatini uyuyarak geçiriyorum 😀 Çünkü yolculuğun yarısını hoplayarak uyanmak dışında hayal meyal hatırlıyorum. Hayatımdaki önemli ilklerden biri de Hindistan’a gelmek. Hindistan hakkında insanlar doğru – yanlış ne kadar çok bilgi sahibiymiş, üstüne o kadar çok konuşan var ki şaşıp kalıyorum. Yerin dibine sokanlar ve göklere çıkaranlardan bahsediyorum. Ortası yok ya nefret edeceksin ya aşık olacaksın. Onca söylenen söze rağmen hepsine kulaklarımı tıkıyorum ve Hindistan’a olabildiğince beklentisiz adım atıyorum. Otobüsten iner inmez tuktukçular etrafımı sarıyor, bu artık alıştığım bir durum. Ama tam o saniye aslında bu şehrin kokusuna, insanına, sokaklarına hiç aşina olmadığımı fark ediyorum. Durmaksızın çalan kornalar, sokağa işeyenler, insanlar sokağa işemesin diye yapılmış “halka açık pisuarlar”, inekler, domuzlar… Daha çok inek. Bir an şehir üstüme gelmeye başlamışken zihnime dur emri veriyorum. Dur…
Son Yazılar:
- Yeni Zelanda’da Yaşamak ve Çalışmak
- Yeni Zelanda Work and Holiday Vizesi Nasıl Alınır?
- Yeni Zelanda Batı Yakası Gezi Notları – I
- Özbekistan’da Tren Bileti Alma Rehberi
- Yeni Zelanda Gezi Notları – 2
- Yeni Zelanda Hippilerin Kasabası – Takaka
- Podcast Dinle – İlham Veren Kadınlar
- Yeni Zelanda Golden Bay – Tākaka
Tag