“Myanmar’a adım attığımdan beri farklı bir boyuta geçmiş gibi hissediyorum. Sanki uçan ejderhaların üzerinde yolculuk ediyor gibiyim…” Yangon’a vardığım ilk gün günlüğüme böyle yazmışım 🙂 Neyse kaseti yine başa saralım. Myanmar vizemi henüz İstanbul’dan ayrılmadan önce internetten başvurarak alıyorum. Dört, beş gün beklerim diyordum bir gün içinde vizem mailime geliyor. O zaman 1 aylık vize ücreti 50 dolardı. Düz zeminde duramayan politik olaylar yüzünden şimdilerde durum ne hiç bilmiyorum. Şimdiki adıyla Myanmar eski adıyla Burma, Bagan’daki tapınaklar dışında turizm açısından adı yeni yeni duyulmayan başlayan Rohingya müslümanları ve Budistler arasında geçen çatışmalarla ismini duyduğum bir ülke. Zaten turistlere sınır kapılarını 2010 yılında açmış. 1962 – 2010 arası kapalı bir kutu. Beyaz adamlarla karşılaşmaları ise çok eskiye dayanıyor tabi. Türkiye’deyken bilgisayarı her açıp ülke hakkında araştırma yaptığımda içim karararak yerimden kalkıyorum. O dakikadan sonra hiçbir şey okumamaya, başkalarının tecrübelerini içselleştirmemeye karar veriyorum. İyi ki de öyle yapıyorum. Tüm bu haberlerden kendimi…
Tag