Cameron Highlands‘dan sonra turistlerin pek tercih etmediği ama midesinin sesini dinleyenlerin reddedemeyeceği şehre doğru yola koyuluyorum. Ipoh, Cameron Highlands’a 2 saat uzaklıkta bir gastronomi cenneti. Birkaç Güneydoğu Asya ülkesinden sonra Malezya yemek açısında oldukça pahalı gelmişti ama Ipoh’a geldikten sonra işin rengi değişti. Severek takip ettiğim ve her gittikleri mekanı arkalarından takip ettiğim löplöpçüler ekibi beni bu sefer de yanıltmadı. Sayelerinde hem ucuz hem de lezzetli yemekler yiyebildim. Ayrıca yemek dışında burası küçük bir şehir olduğu için kalabalık tur otobüslerinden kaçıp, kafa dinleyebileceğinizde bir yer. Buyrunuz efendim, gastronomik haz diye bir gerçek varsa onu Ipoh’ta keşfedebilirsiniz.
Melaka’da 2 gün dolandıktan sonra Perhentian Adalarına gitmek istiyorum ancak Muson peşimi bırakmıyor. Yerli halktan kime sorsam “Kapalı ada, bu aylarda kapatıyorlar adayı” diye gitmemem için tüm negatif şeyleri…
Kuala Lumpur’da 3 gün kaldıktan sonra buraya 2,5 saat uzaklıktaki Malezya’nın eski ticaret merkezi olan Melaka’ya doğru gitmeye karar veriyorum. Aynı zamanda Malezya’daki ilk otostop deneyimim de bu…
https://www.flickr.com/photos/bengibaytekin/24132879577/sizes/c/
14.yy da ise Malaylar, Müslümanlığı kabul etmiş (Malakka Sultanlığı döneminde) böylece halkın dini, dili ve kültürü günümüzdeki haline evrilmeye başlamış. Malezya, diğer gezip gördüğüm Asya ülkelerinin aksine (Tayland, Vietnam, Laos vs.) müslümanlığı kabul etmiş Asya ülkelerinden biri. Bu ülkeyi üç farklı kültür oluşturuyor; % 55’i Malay, % 25’i Çinli, % 10’u Hint ve geriye kalan % 10’luk kesimse diğer etnik kökene sahip. Aslında milattan öncesi ve sonrasına bakıldığında Malezya‘ya ilk yerleşen Çinli ve Hintli tüccarlar olmuş; bu yüzden ülke, hem kültürel olarak hem de tarihi eserler açısından bu kültürlerden oldukça etkilenmiş.
Şimdilerde ise, ana dili Malayca ancak Arapça’da ikinci dil olarak kabul edilip okullarda öğretiliyor. İngilizce’yi iyi derecede konuşuyorlar, gezdiğim süre boyunca dil bilmelerinden dolayı en kolay anlaştığım millet oldu diyebilirim. Aynı zamanda oldukça temiz, insanları yardımsever / güler yüzlü kendimi en güvende hissettiğim, ulaşım açısından (otostop ve otobüs) en rahat hareket ettiğim ülkelerden biri oldu. Ekvator iklimi hakim olduğu için ülkede çok zengin bir biyoçeşitlilik var. Hem yağmur ormanlarını hem karadeniz iklimini hem de turkuaz suları bir arada yaşayabileceğiniz nadir ülkelerden.