Zaman geçtikçe gezme şeklim tamamıyla değişti. Artık başkentleri, metropolleri görmeyi en sona bırakıyorum hatta görülecek, beni etkileyeceğini düşündüğüm herhangi bir detay yoksa hiç uğramamayı tercih ediyorum. Kamboçya‘nın başkenti Phnom Penh için de böyle oldu. Khemer Rouge‘un izleri burada olmasa muhtemelen sadece uçağa binmek için gelecektim. Ne kadar acı verici bir tur olsa da buradaki insanları biraz daha iyi anlamak için Pol Pot dönemiyle ilgili her bir detayı görmek istedim. Bu kadar yakın tarihte böyle dehşet verici bir katliamın olması insanın kanını donduruyor. Kamboçya’yı gezerken ve insanlarla iletişim kurmaya çalışırken acı verici detayı aklımdan bir türlü atamadım. Her birinin acı bir hikayesi olmasına rağmen o zamanları kesinlikle konuşmuyorlar, ben de tüm sorularımın cevaplarını almak için kendimi Phnom Penh’in ölüm tarlalarına saklıyorum.
Son Yazılar:
- Yeni Zelanda’da Yaşamak ve Çalışmak
- Yeni Zelanda Work and Holiday Vizesi Nasıl Alınır?
- Yeni Zelanda Batı Yakası Gezi Notları – I
- Özbekistan’da Tren Bileti Alma Rehberi
- Yeni Zelanda Gezi Notları – 2
- Yeni Zelanda Hippilerin Kasabası – Takaka
- Podcast Dinle – İlham Veren Kadınlar
- Yeni Zelanda Golden Bay – Tākaka
Tag