Ne tadı, ne renkleri, ne kokusu ayak bastığım hiçbir yere benzemeyen ülke. Gitmeden önce birçok kişi Hindistan hakkında iyi kötü o kadar çok laf söyledi ki hangi bilgiye tuttunacağımı şaşırdım. Bazıları Hindistan’a aşkını ilan ederken bir diğeri ismini duyduğu an suratını buruşturuyordu. İki uç nokta. Ben ise gitmeden önce Hindistan’ı çok seveceğimi biliyordum ama oradayken tekrar ne zaman geri dönerim diye planlar yapacağım aklımın ucundan geçmezdi. Zorlamadı mı? Hem de nasıl… Bazen yuh ama bu kadar da olmaz diye kafamdan dumanlar çıkarken bir diğer gün çok aşıkım diyerek gezdim sokaklarını. En çok neyini sevdim diye düşündüğümde; kaosun ve dağınıklığın içerisinde bir düzen yaratmalarını, bu kadar kargaşa içerisinde insanlar birbirini boğazlar herhalde diye düşünürken aslında tam tersine birbirlerini sevip kabullendiklerini tecrübe etmeyi, insanların maskesiz olmasını ve tüm duygularını gözlerinden okuyabilmeyi çok ama çok sevdim. Bedenleri, kartvizitleri veya egolarıyla değil de özleriyle iletişim kurabilme yetenekleri aşık olmama yetti.
Son Yazılar:
- Yeni Zelanda’da Yaşamak ve Çalışmak
- Yeni Zelanda Work and Holiday Vizesi Nasıl Alınır?
- Yeni Zelanda Batı Yakası Gezi Notları – I
- Özbekistan’da Tren Bileti Alma Rehberi
- Yeni Zelanda Gezi Notları – 2
- Yeni Zelanda Hippilerin Kasabası – Takaka
- Podcast Dinle – İlham Veren Kadınlar
- Yeni Zelanda Golden Bay – Tākaka
Tag