Melaka’da 2 gün dolandıktan sonra Perhentian Adalarına gitmek istiyorum ancak Muson peşimi bırakmıyor. Yerli halktan kime sorsam “Kapalı ada, bu aylarda kapatıyorlar adayı” diye gitmemem için tüm negatif şeyleri sıralıyorlar. Kasım ve Şubat ayları arasında şiddetli yağmur ve su baskınları yüzünden adaya ulaşmak pek mümkün olmuyor. Hadi ulaştınız diyelim, fotoğraflarda gördüğünüz cenneti yaşayamıyorsunuz. Bu yüzden bende paşa paşa rotamı değiştirip Cameron Highland‘e yol alıyorum. Melaka‘dan Cameron Highlands’e 5 saatte ulaşıyorum.
Kuala Lumpur‘daki yere yapıştıran sıcaktan sonra buradaki serin hava dalgası çok iyi geliyor. Buraya neden Malezya’nın Karadenizi dediklerini bir kez daha anlıyorum. Sıcaklık gündüzleri 20 geceleri ise 15 derecelere kadar düşüyor ve her yer ama her yer yemyeşil. Gözlerimi alamıyorum. Bu çay bahçesi cenneti bölge, adını 1885 yılında buraların haritasını çıkaran kadastro uzmanı William Cameron’dan alıyor. Ancak William Cameron ile başlayan bölgedeki İngiliz havası giderek azalıyor. Birçok noktaya toki tarzı büyük binalar ve avm’ler yapılıyor.
Gelmeden önce yerimi ayırttığım Map Travelodge’a yerleşiyorum. Cameron Highlands zaten oldukça küçük ve hostel’den çıkar çıkmaz ucuza yemek yiyebileceğiniz açık bir alan buluyorum.
Ertesi gün çay bahçelerini gezmek için hostel aldığım haritayla birlikte yola çıkıyorum. Şehir merkezine gelirken yol üstünde birçok çay bahçesi ve buradaki çayları tadabileceğiniz çay evleri var. Bunun dışında burası Malezya’nın en büyük seracılık merkezi. Özellikle seracılık konusunda çilek bahçeleriyle öne çıkıyor. Çay bahçelerine ve seralara tur alarakta gidebilirsiniz ama küçük bir bölgeye yayılmış birkaç yer için tur almıyorum. Çünkü, otostop çekmek ne güne duruyor? Hafta sonu olduğu için Malezya halkı akın akın çay bahçelerini görmeye gelmiş, biraz rahatsız edici olsa da otostop çekebileceğim istemediğim kadar araç var. Öncelikle nemli Mossy Forest‘a trekking yapmak için uzun bir süre yürüyorum.
Ormanda tanıştığım Hollandalı arkadaş. Bir süre beraber otostop çekip dolandık. İşin ilginç yanı az buçuk Türkçe biliyor. Babası zamanında Ardahan’dan göç etmiş…
Bol oksijenli 3 – 4 saat ormanın içinde yürüdükten sonra fotoğraflarına mest olduğum Boh’s Sungai Palas Tea Estate’in olduğu bölgeye gitmeye karar veriyorum. Tanah Rata‘ya yaklaşık 3,5 – 4 km. uzaklıkta bir çay bahçesi ve içerisinde hem çay evi hem de halihazırda çalışan bir çay fabrikası barındırıyor. Çay evinin balkonundan gözüken çay bahçelerinin arasına dalmak için tereddüt etmiyorum, hatta dönüş yolunun bir kısmını yürüyerek tamamlayarak dağların üzerine düşmüş sis bulutlarının arasında masal dünyasındaymış gibi hissediyorum. Geri dönüş yolunda yol üstünde birkaç çay bahçesine daha uğradıktan sonra hava iyice üşütmeye başladığı için turumu burada sonlandırıyorum.
Nereleri görebilirsiniz?
- The Cameron Bharat Tea Plantation
- Mossy Forest, Gunung Brinchang
- Boh’s Sungai Palas Tea Estate
- Raju’s Hill Strawberry Farm
- Cactus Valley